İspanyolca içindeki subir ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki subir kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte subir'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki subir kelimesi artmak, yükselmek, yüklemek, yükseltmek, açmak, artırmak, yukarı yükselmek, (boyunu) yükseltmek, binmek, yükselmek, artırmak, artırmak, yükseltmek, yükselmek, yükselmek, artmak, kabarmak, (borsa) yükselmek, tırmanmak, çıkmak, kaldırmak, yükseltmek, yukarı çekmek, -e tırmanmak, artırmak, yükseltmek, şişirmek, yükseltmek, açmak, (bayır) yukarı çıkmak/aşağı inmek, artmak, kısaltmak, yükselen, artmak, -den yukarı koşmak, artırmak, yükseltmek, artırmak, yükseltmek, çıkmak, üste taşımak, bump yapmak, aniden yükseltmek, çıkmak, yükselmek, gelişmek, artmak, yükselmek, atlamak, atlamak, yukarı çekmek, tırmanmak, iliklemek, artmak, yükselmek, kilo almak, tırmanmak, kaldırmak, yukarı doğru çıkmak, yokuş yukarı çıkmak, artırmak, çoğaltmak, kilo almak, yükselmek, yükseltmek, yükseltmek, yükselmek, -e yüklemek, tırmanmak, çıkmak, semirmek, kilo almak, şişmanlamak, ile alay etmek, fermuarını çekmek, kilo almak, hızla yükselmek/artmak, fırlamak, kilo almak, şişmanlamak, yetişmek, çıtayı yükseltmek, inip çıkmak, aşağı yukarı hareket etmek, vites yükseltmek, seviye atlamak, binmek, kaldırmak, artırmak, tırmanmasına yardım etmek, yukarı çekmek, yükseltmek, (uçak, otel, vb.) ödenenden daha yüksek bir sınıfa geçirmek, binmek, hızlanmak, yokuş yukarı kaymak, fermuarlamak, -e geçmek, yarım ton yukarı çıkarmak, -e binmek, -e çekmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
subir kelimesinin anlamı
artmak, yükselmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El calor sube. ⓘEsta oración no es una traducción de la original. Benzin fiyatları arttı. |
yüklemek(bilgisayar) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Eugenio prometió subir los archivos al final del día. |
yükseltmek, açmakverbo intransitivo (ses) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Podrías subir el volumen para que yo pueda escucharlo? Duyamıyorum, sesini biraz açar mısınız? |
artırmakverbo intransitivo (poker, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Veo tu apuesta, y subo cinco más. |
yukarı yükselmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El globo ascendió por el aire. |
(boyunu) yükseltmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Levantamos la sombrilla de playa unas seis pulgadas. Plaj şemsiyesini altı santim kadar yükselttik. |
binmek(auto) (araba, araç) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Abrí la puerta y entré. |
yükselmek(fiyat, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se puso muy contenta cuando el precio de sus acciones aumentó un 20 % de un día para otro. |
artırmak(maaş, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La compañía aumentó el salario de todos los empleados en un 3%. |
artırmak, yükseltmek(fiyat, kira, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El dueño le aumentó cien dólares mensuales a la renta. Ev sahibi kirayı yüz dolar artırdı. |
yükselmek(ses) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Su voz se elevó cuando escuchó las noticias. |
yükselmek(gelgit) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La marea está creciendo. |
artmak(maaş, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los salarios han crecido un poco más que la inflación. |
kabarmak(hamur) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Tiene que dejar crecer la masa por tres horas antes de ponerla en el horno. |
(borsa) yükselmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El mercado de valores creció un 2% hoy. Bugün borsa yüzde iki oranında yükseldi. |
tırmanmak, çıkmak(bir şeye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El gato subió al árbol. |
kaldırmak, yükseltmek, yukarı çekmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El mecánico subió el motor nuevo al coche viejo con la grúa. |
-e tırmanmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Subimos la montaña al amanecer, antes de que hiciera calor. |
artırmak, yükseltmek(fiyat) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Algunos restaurantes suben los precios de las bebidas frías durante las olas de calor. |
şişirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El DJ subió la música y la gente inundó la pista. |
yükseltmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nos vimos obligados a subir los precios para cubrir los costos de la materia prima. |
açmakverbo transitivo (ses, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Subimos el volumen de la tele para ahogar el ruido de nuestros vecinos discutiendo. |
(bayır) yukarı çıkmak/aşağı inmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El terreno subía levemente lejos de la casa. |
artmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kısaltmakverbo transitivo (giysi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Este pantalón me queda largo, le subiré el dobladillo. |
yükselen(sular) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La marea subirá pronto. |
artmakverbo transitivo (finanzas) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El precio de las acciones continuó subiendo hasta nuevos máximos. |
-den yukarı koşmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La infantería subió la colina para hacer frente al ataque. |
artırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Puedes subir el precio, pero podrías perder ventas. |
yükseltmek, artırmak(precios) (fiyat) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El banco subió los tipos de interés. |
yükseltmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El gobierno subió el nivel de amenaza de bajo a moderado. |
çıkmak(escaleras, colina) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El anciano lentamente subió las escaleras. |
üste taşımak, bump yapmakverbo transitivo (internet: başlık, mesaj, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
aniden yükseltmek(precios, interés) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los bancos subieron la tasa de interés. |
çıkmak, yükselmekverbo transitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Tenemos que subir antes de que podamos bajar al valle. Vadiye inebilmek için biraz daha yükseğe çıkmamız gerekiyor. |
gelişmekverbo transitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La intensidad de la música está empezando a subir. |
artmak, yükselmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El precio de la vivienda ha aumentado un 5%. Nüfus sürekli çoğaldığı için bazı önlemler alınması gerekiyor. |
atlamak(arabaya, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si vas para la playa, súbete que te llevo. |
atlamak(otobüse, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cuando finalmente vino el bus a la playa, nos subimos. |
yukarı çekmek(etek, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Se la pasaba coqueteando y levantando su vestido cada vez que un hombre guapo pasaba cerca suyo. |
tırmanmak(alturas) (dağ) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él escaló la montaña. Adam dağa tırmandı. |
iliklemek(düğme) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Abróchate los botones, está helado afuera. |
artmak, yükselmek(valor) (fiyat, değer, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Con una mejora de la economía, el precio de las acciones mejorará. Ekonomideki iyiye gidiş sayesinde hisse senedi değerleri artacaktır. |
kilo almak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Aumenté tres kilos en las vacaciones. Tatilde en az altı kilo almışım. |
tırmanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kaldırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yukarı doğru çıkmak, yokuş yukarı çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El sendero se remonta desde aquí. |
artırmak(fiyat) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
çoğaltmak(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Este es un thriller excelente, el autor sí que sabe cómo escalar la tensión. |
kilo almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Keith ha aumentado cinco kilos desde que se separó de su esposa. |
yükselmek(kalite, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La calidad del producto ha aumentado con respecto a la del año pasado. |
yükseltmekverbo transitivo (fiyat, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La popularidad del pueblo como un destino turístico aumentó el precio de las casas. |
yükseltmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El costo de la materia prima se incrementó, lo que nos hizo subir los precios. |
yükselmek(por mérito) (meslekte, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Pasó 25 años ascendiendo en los cuadros de la empresa hasta llegar a presidirla. |
-e yüklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tina subió la foto a un sitio web de contactos. |
tırmanmak, çıkmak(bir yere) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Él escaló con habilidad el árbol y cogió un mango. |
semirmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Una vez que empezó a comer regularmente, su rostro, que antes era muy huesudo, engordó y suavizó su aspecto. |
kilo almak, şişmanlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La mayoría de los estudiantes engordan en su primer año de facultad. ¡He engordado tanto que no me puedo abrochar los pantalones! |
ile alay etmek(CL, coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Durante los años 1962 y 1963, un programa de la BBC columpiaba a los políticos en la televisión. |
fermuarını çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¡Abróchate la chaqueta! |
kilo almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) John era flaco cuando era chico, pero empezó a engordar a los 16. |
hızla yükselmek/artmak, fırlamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los precios de las acciones se dispararon después de que la compañía publicara sus ganancias durante el primer semestre. |
kilo almak(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Desde el divorcio ha engordado, pesa 300 libras. |
şişmanlamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
yetişmek(excepto AR) (otobüse, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tengo que correr si quiero coger mi tren. |
çıtayı yükseltmeklocución verbal (ES, figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Rafa Nadal ha puesto muy alto el listón en el ámbito del tenis. |
inip çıkmak, aşağı yukarı hareket etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
vites yükseltmeklocución verbal (ES) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cuando el carro va más rápido, tienes que subir la marcha para que el motor no se acelere demasiado. |
seviye atlamaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Acabo de subir a nivel 80. / En este juego se sube de nivel fácilmente. |
binmek(araba) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Susana se subió a un taxi y le pidió al taxista que la llevara a casa. |
kaldırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si tienes que cambiar una rueda, debes subir el coche con el gato hasta que la rueda deje de tocar el suelo. |
artırmaklocución verbal (fiyat, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los hoteles suben los precios cada vez que hay un feriado nacional. |
tırmanmasına yardım etmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los escalones de la torre eran empinados así que tuvimos que ayudar a subir a los niños, pero valía la pena la vista desde arriba. |
yukarı çekmeklocución verbal (fiyat, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La demanda de viviendas está haciendo subir los precios de las casas. |
yükseltmek(fiyat, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La tienda acaba de subir los precios un 20% debido al aumento de los costos. |
(uçak, otel, vb.) ödenenden daha yüksek bir sınıfa geçirmeklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La aerolínea subió de categoría a Dan y voló en primera. |
binmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La próxima persona que suba al bus tendrá que viajar parada, porque no quedan asientos libres. |
hızlanmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El conductor subió de marcha y apretó el acelerador todo lo que pudo. |
yokuş yukarı kaymaklocución verbal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
fermuarlamak(ES) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Grace cerró la cremallera de su bolso. |
-e geçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Un miembro del público se subió al escenario y agarró el micrófono del cantante. |
yarım ton yukarı çıkarmaklocución verbal (müzik) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Necesitas subir un semitono el Fa en el decimosexto compás. |
-e binmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
-e çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El pequeño se sentó en el escalón y apretó las rodillas contra el pecho. |
İspanyolca öğrenelim
Artık subir'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
subir ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.