İspanyolca içindeki muerto ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki muerto kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte muerto'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki muerto kelimesi ölmek, vefat etmek, bitmek, sona ermek, durgunlaşmak, hareketsizleşmek, ölmek, vefat etmek, bozulmak, ölmek, son nefesini vermek, ölmek, vefat etmek, ebediyete intikal etmek, canını vermek, canını feda etmek, cansız, ölmüş, ölü, ölüp gitmiş, çoktan ölmüş, hız tümseği, el, yorgun, bitik, bitkin, sönük, bozuk, bozulmuş, oyun dışı, çok yorgun, mahvolmuş, ölü, ölmüş, vefat etmiş, çok yorgun, bitkin, bitap, ölü, ölmüş, donakalmış, ölü, ölü, yorgun, bitkin, ceset, ölü, ölü adam, çok yorgun, bitkin, ayakta duracak hali kalmamış, ölü, ölmüş, ölmek, vefat etmek, can vermek, ölmek, uğrunda ölmek, şiddetle, ölüm kalım meselesi, ölmeden önce yapılacaklar listesi, eceliyle ölmek, genç ölmek, genç yaşta ölmek, genç yaşta mezara girmek, açlık çekmek, açlıktan kıvranmak, aniden ölmek, düşüp ölmek, aşırı dozda uyuşturucudan/ilaçtan ölmek, aşırı dozdan ölmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
muerto kelimesinin anlamı
ölmek, vefat etmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El marido de Marina murió ayer. |
bitmek, sona ermek(figurado) (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Mi amor por ti nunca morirá. |
durgunlaşmak, hareketsizleşmek(mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El proyecto languideció cuando todos perdieron el interés en él. |
ölmek, vefat etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Murió justo después de media noche, con su esposa a su lado. |
bozulmakverbo intransitivo (figurado) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El motor del auto murió así que tuvimos que caminar a casa. |
ölmek, son nefesini vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El héroe murió dramáticamente al final del relato. |
ölmek, vefat etmek(hukuk) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) En caso de que el propietario falleciese, el negocio pasará a ser propiedad exclusiva de su único hijo. |
ebediyete intikal etmek(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El tío James pasó a mejor vida hace algunos años. |
canını vermek, canını feda etmek(literario) (vatan için, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Miles de hombres derramaron su sangre por la patria durante la guerra. |
cansız, ölmüş, ölüadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El bicho todavía no estaba muerto, así que lo volvió a pisar. ⓘEsta oración no es una traducción de la original. Ölmüş (or: cansız) böcekleri yerden topladı. |
ölüp gitmiş, çoktan ölmüş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Cyril está muerto desde hace más de veinte años. |
hız tümseği(CR) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
elnombre masculino (naipes, bridge) (briç) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yorgun, bitik, bitkinadjetivo (coloquial, figurado) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) ¡Estoy muerto! Caminar todo el día es agotador. |
sönükadjetivo (figurado) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Esta fiesta está muerta. Vamos a buscar otra. |
bozuk, bozulmuş(figurado) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Creo que la licuadora está muerta, necesitamos comprar otra. |
oyun dışıadjetivo (béisbol, pelota fuera de juego) (spor, mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El hit ocurrió cuando la bola estaba muerta, así que el equipo será penalizado. |
çok yorgun(figurado) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Estoy muerto, me voy directo a la cama. |
mahvolmuş(figurado) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Aunque los peregrinos estaban muertos de frío, siguieron. |
ölü, ölmüş, vefat etmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Raquel faltó al trabajo para ordenar las cosas de su difunta madre. |
çok yorgun, bitkin, bitap
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) María se sintió rendida después de su primer día enseñando en la guardería. |
ölü, ölmüş(formal) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El fallecido autor murió en la oscuridad. |
donakalmış(figurado) (korkudan, şaşkınlıktan) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ölü(akü, pil, mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La batería está descargada así que el auto no va a arrancar. |
ölü(verimsiz) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La tierra es estéril, nada crecerá en ella. |
yorgun, bitkin(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tom se arrastró fuera de la cama, sintiéndose cansado. |
ceset, ölü(coloquial) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Al detective lo llamaron para avisarle que había un fiambre. |
ölü adam(figurado) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¡Tócame otra vez y eres hombre muerto! |
çok yorgun, bitkin, ayakta duracak hali kalmamış(figurado, coloquial) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) No debí haber hecho esa caminata después del gimnasio, ¡estoy que me caigo! |
ölü
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El detective de homicidios se paró sobre el cuerpo sin vida. |
ölmüşadjetivo (fallecido) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Talló "Ido, pero no olvidado" en la tumba. |
ölmek, vefat etmek, can vermek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sufrió una muerte dolorosa. |
ölmek(hastalıktan) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El padre de Joe murió de un infarto el pasado viernes. |
uğrunda ölmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Amo tanto a mis hijos que moriría por ellos. |
şiddetlelocución adverbial (fam) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) La quiero a morir, bendito dulce de interior siempre amargo, extraño coctel de amor y odio mezclados. |
ölüm kalım meselesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El partido de hoy es a todo a nada. |
ölmeden önce yapılacaklar listesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nadar con delfines está en mi lista de cosas por hacer antes de morir. |
eceliyle ölmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Según el informe del forense, Brown murió de causas naturales. |
genç ölmek, genç yaşta ölmek, genç yaşta mezara girmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Callum sufrirá una muerte temprana si no adopta un estilo de vida más saludable. |
açlık çekmek, açlıktan kıvranmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los cultivos se han estropeado y la gente está pasando hambre. |
aniden ölmek, düşüp ölmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Murió de repente de un ataque al corazón. |
aşırı dozda uyuşturucudan/ilaçtan ölmek, aşırı dozdan ölmeklocución verbal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
İspanyolca öğrenelim
Artık muerto'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
muerto ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.