İngilizce içindeki inclined ne anlama geliyor?
İngilizce'deki inclined kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte inclined'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki inclined kelimesi istekli, istekli olmak, eğilimli olmak, meyli olmak, eğik, eğimli, meyilli, meyil, eğim, eğilmek, etkilemek, tesir etmek, inanmak istemek/inanma eğiliminde olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
inclined kelimesinin anlamı
istekliadjective (person: willing, disposed) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Feel free to contact me, if you are so inclined. |
istekli olmakverbal expression (person: be willing, disposed to do) (bir şeyi yapmaya) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) He thinks she is dangerous and I'm inclined to agree with him. |
eğilimli olmakverbal expression (person: tend to do) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Don't believe everything my sister tells you. She is inclined to exaggerate. |
meyli olmakverbal expression (person: tending to) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) He is inclined to skepticism where ghosts are concerned. |
eğikadjective ([sth]: leaning) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The boards are inclined slightly so they won't fall over. |
eğimli, meyilliadjective (surface: sloping) (yokuş, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Inclined roofs are better than flat ones in wet climates. |
meyil, eğimnoun (slope) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There's a really steep incline towards the bottom of the hill. |
eğilmekintransitive verb (lean, slant) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) It looks to me like that wall's inclining a bit to the left. |
etkilemek, tesir etmekverbal expression (figurative (dispose, influence) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The unexpected cheque inclined me to be a little extravagant. |
inanmak istemek/inanma eğiliminde olmakexpression (tending to trust: [sb]) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Janice was inclined to believe Bill's version of the events. |
İngilizce öğrenelim
Artık inclined'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
inclined ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.