İngilizce içindeki concentration ne anlama geliyor?
İngilizce'deki concentration kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte concentration'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki concentration kelimesi dikkati bir noktada toplama, konsantrasyon, bir nokta üzerinde yoğunlaşma, odaklanma, yoğunluk, kesafet, derişiklik, derişme, konsantrasyon, toplama kampı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
concentration kelimesinin anlamı
dikkati bir noktada toplama, konsantrasyon, bir nokta üzerinde yoğunlaşma, odaklanmanoun (mental focus) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My powers of concentration aren't what they used to be. |
yoğunluk, kesafetnoun (density) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The concentration of trees increases with rainfall amounts. |
derişiklik, derişme, konsantrasyonnoun (chemistry: strength of substance) (kimya) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) You'll need to increase the concentration of chlorine. |
toplama kampınoun (camp for political prisoners) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dachau was one of the most notorious concentration camps of World War 2. |
İngilizce öğrenelim
Artık concentration'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
concentration ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.