İngilizce içindeki banded ne anlama geliyor?
İngilizce'deki banded kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte banded'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki banded kelimesi grup, topluluk, bant, sargı, şerit, çizgi, çete, yüzük, bölge, sürü, kemer, lastik bant, radyo bandı, bant, kurdele, bağlamak, bantla işaretlemek, tekvücut olmak, yara bandı, geçici çözüm, saç bandı, taç, şef, bando, lastik bant, saat kayışı, saat kayışı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
banded kelimesinin anlamı
grup, topluluknoun (musical group) (müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There will be three bands playing at the concert. Okul bandosunda flüt çalıyordu. |
bant, sargınoun (strip or strap) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He tied a band of cotton around his arm to stop the bleeding. Kanamayı durdurmak için kolunu pamuk bir sargı ile bağladı. |
şerit, çizginoun (stripe) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Do you see the bands that he painted around his car? Arabasının üzerine boyadığı şeritleri görüyor musun? |
çetenoun (usually pejorative (group or gang) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The band of kids must have gone into the movie theatre. |
yüzüknoun (ring) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) They exchanged wedding bands during the ceremony. |
bölgenoun (land) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There is a thin band of land between the two rivers. |
sürünoun (group of animals) (hayvan) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A band of sheep grazed in the meadow. |
kemernoun (belt) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The leather band turned the flywheel. |
lastik bantnoun (rubber band) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He put a rubber band around the papers. |
radyo bandı, bantnoun (radio frequency) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) What band is that station on? |
kurdelenoun (ribbon) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) She tied a band of ribbon around the post to help people find the party. |
bağlamaktransitive verb (tie) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) He banded the package with a thick string. |
bantla işaretlemektransitive verb (mark with a band) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Band the stalks of the flowers you want to buy. |
tekvücut olmak(join forces) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The inhabitants banded together to fight the insect invaders. |
yara bandınoun (® (brand of sticking plaster) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
geçici çözümnoun (figurative (superficial solution) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) This solution is just a band-aid; it will do nothing to solve the real problem. |
saç bandınoun (elastic band for hair) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Her long tresses were held back by a simple black hairband. |
taçnoun (rigid band going over the hair) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The little girls all wore colorful hairbands to keep their hair out of their faces. |
şefnoun (US (music: conductor) (orkestra, koro, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The leader of the band told them when to start and stop playing. |
bandonoun (musical group that parades) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I used to play clarinet in a marching band. |
lastik bantnoun (elastic band) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The postman uses rubber bands to bundle together letters for the same address. |
saat kayışınoun (strap of a wristwatch) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The watchband is available in several different colours. |
saat kayışınoun (strap of a wristwatch) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I need to replace the wristband on my watch because it is broken. |
İngilizce öğrenelim
Artık banded'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
banded ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.