Hintçe içindeki मजबूरी ne anlama geliyor?

Hintçe'deki मजबूरी kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte मजबूरी'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki मजबूरी kelimesi tutku, mecburiyet, baskı, cebir, icbar anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

मजबूरी kelimesinin anlamı

tutku

(compulsion)

mecburiyet

(compulsion)

baskı

(compulsion)

cebir

(compulsion)

icbar

(compulsion)

Daha fazla örneğe bakın

जब हम गरम माहौल में भी अपनी कोमलता बनाए रखते हैं तो हमारे विरोधी एक बार फिर अपनी कही कड़वी बात पर सोचने के लिए मजबूर हो जाते हैं।
Kışkırtıldığımız zamanlarda bile yumuşak başlı tutumumuzu koruduğumuzda, karşı koyan kişiler yaptıkları eleştiriyi çoğu zaman tekrar gözden geçirirler.
संपर्क करने आप उन शब्दों को मजबूर करते हैं, उसे सोच और विचारों के लिए.
Bu kelimeleri, düşünmek istediğimiz şeye, düşüncelerinize, şekil vermek için kullanıyorsunuz.
ऐसे मामले भी हैं जब एक भाई जवाबी कानूनी कार्रवाई के तौर पर मुकदमा दायर करने के लिए मजबूर हो सकता है ताकि वह किसी मुकदमे में अपना बचाव कर सके।
Ayrıca bazı durumlarda bir Hıristiyan kendini korumak için karşı dava açmak zorunda olduğunu düşünebilir.
किस तरह यशायाह के दिनों में कुछ लोगों ने अंधा रहने का चुनाव किया है, और कब उन्हें मजबूर होकर यहोवा को ‘जानना’ पड़ेगा?
İşaya’nın zamanında bazıları nasıl kendi isteğiyle kör kalıyor, onlar ne zaman Yehova’yı ‘görmek’ zorunda kalacaklar?
(ब) दुष्टात्माएँ हमें क्या करने के लिए मजबूर कर रहे हैं?
(b) Cinler, ne yapmamız için bizi zorlamaya çalışıyor?
जब 10वीं विपत्ति पड़ी, तब फिरौन ने मजबूर होकर इस्राएलियों को जाने दिया।
Fakat onuncu beladan sonra Firavun İsraillileri bırakır.
उसने एल्फ्रेड के पास जाकर अपनी मजबूरी बतायी और वह किश्तों में अपना पैसा लेने को तैयार हो गया।
Francisco bu durumu Alfredo’yla hemen konuşmak üzere adım attı ve Alfredo borcun birkaç taksit halinde ödenmesini kabul etti.
अब, यह सवाल उन्हें ले गया चीन में एक तरह की पर्यावरण जागृति की ओर , चीन की सरकार को मजबूर किया प्रदूषण की समस्याओं से निपटने के लिए।
Bu sorgulama Çin'de çevre bilincinin oluşmasını sağladı ve Çin hükûmetini kirliliğe karşı önlem almaya zorladı.
इसलिए उससे बात करते वक्त, बहस करके उस पर जीत हासिल करने के बजाय, अच्छा होगा कि हम ऐसे सवाल पूछें जो लोगों को सोचने पर मजबूर करें और उन्हें खुद नतीजे पर पहुँचने में मदद दें।”
Tartışmayı kazanma çabasına girmektense, onları düşünmeye sevk edecek bir soru sormak ve kendi kendilerine bir sonuca varmalarına yardım etmek en iyisidir.”
वे बाहरी शक्तियों द्वारा मजबूर नहीं किए गए थे बल्कि अपने अन्दर से, अपने हृदय से प्रोत्साहित किए गए थे।
Onlar dış etkenlerle zorlanmadılar; içten, yürekten harekete geçirildiler.
कुछ प्रकाशकों की सेहत ठीक न होने की वजह से या दूसरी मजबूरियों की वजह से वे पायनियरिंग नहीं कर पाते हैं। मगर उन्हें उकसाया जा सकता है कि अपनी कदरदानी दिखाने के लिए उनसे जितना बन पड़ता है, वे कलीसिया के बाकी सदस्यों के साथ करने की कोशिश करें।
Fiziksel engeller ve başka koşullar nedeniyle bazı müjdeciler öncülük yapamayabilir; fakat onlar cemaatteki diğer bireylerle birlikte hizmette ellerinden gelenin en iyisini yaparak takdirlerini göstermek konusunda teşvik edilebilirler.
एड्स ने डॉक्टरों और विशेषज्ञों को बहुत ज़्यादा एहतियात बरतने पर मजबूर कर दिया है।
AIDS trajedisi, bilim adamlarını ve doktorları ameliyathaneyi daha güvenli bir yer haline getirmek üzere ek önlemler almaya zorladı.
योजनाओं में मजबूरी में किया गया परिवर्तन वास्तव में लाभकारी सिद्ध हुआ, चूँकि और कई हज़ार लोग बड़े खेल-मैदान में एकत्रित हो सके।
Planlardaki bu zoraki değişiklik aslında yararlı oldu, çünkü daha büyük olan Spor Sahası binlerce kişiyi alabilirdi.
सरकार ने शाखा दफ्तर को अपने कब्ज़े में कर लिया, मिशनरी भाई-बहनों को देश छोड़ने के लिए मजबूर किया गया और कई साक्षियों को जेल में डाल दिया गया, हम दोनों भी इनमें थे।
Blantyre’deki büro binalarına el kondu, görevli vaizler sınır dışı edildi ve birçok Malavili kardeş hapse atıldı, aralarında Lidasi ve ben de vardık.
ज़रा सोचिए, सिर्फ 12 साल की उम्र में यीशु के पास न सिर्फ आध्यात्मिक मामलों में सोचने पर मजबूर कर देनेवाले सवाल पूछने की काबिलीयत थी बल्कि उसने उनका सोच-समझकर जवाब भी दिया!
Bir düşünün, İsa henüz 12 yaşındayken ruhi düşünüşünü yansıtan düşündürücü sorular sormakla kalmıyor, aynı zamanda akıllıca yanıtlar da verebiliyordu!
नेतानयाहू के बहु-प्रचारित चुनाव ने अनेक लोगों को सोचने पर मज़बूर किया कि मध्य-पूर्व में शान्ति केवल एक सपना तो नहीं।
Netanyahu’nun seçilmesi kamuoyuna geniş çapta duyuruldu ve bu, birçoklarının Ortadoğu’da barışın düşten öteye geçip geçemeyeceğini merak etmesine yol açtı.
(1 कुरिन्थियों 10:13) इसलिए हम भरोसा रख सकते हैं कि पुनरुत्थान पानेवाले ये पवित्र जन या संत हम पर दया और हमदर्दी दिखाते हुए राज करेंगे, हमारी कमज़ोरियों और मजबूरियों को ध्यान में रखते हुए हमारे साथ पेश आएँगे।
(I. Korintoslular 10:13) Dolayısıyla, bu diriltilen mukaddeslerin ya da azizlerin merhametli ve anlayışlı yöneticiler olacağına, zayıflıklarımızı ve sınırlarımızı göz önünde bulunduracaklarına güvenebiliriz.
12 क्या परमेश्वर का “मुफ्त वरदान” आपको मजबूर करता है?
12 Tanrı’nın Eşsiz Armağanı Sizi Nasıl Etkilemeli?
जलप्रलय में बगावती स्वर्गदूत, इंसानी शरीर छोड़कर वापस स्वर्ग जाने पर मजबूर हो गए।
Tufan suları tüm yeryüzünü doldurduğunda bu asi melekler fiziksel bedenlerini terk edip göğe geri dönmek zorunda kaldı.
अपनी बेटी और नातिन की दुःखद मृत्यु ने एक वृद्ध जोड़े को अपने बाक़ी बचे वर्षों को जिस तरीक़े से वे इस्तेमाल कर रहे थे उसके बारे में गंभीरतापूर्वक सोचने के लिए मजबूर किया।
Kızları ve torunlarının feci ölümü yaşlı bir çiftin yaşamlarının geri kalan kısmını nasıl sürdüreceklerini ciddi şekilde düşünmelerine neden oldu.
(मत्ती 24:45) उदाहरण के लिए, एक तरीका है जिससे हमारा लाक्षणिक हृदय हमें धोखा दे सकता है, वह है दुनियावी ख्वाबों-ख्यालों में डूबे रहने पर हमें मजबूर करना।
(Matta 24:45) Örneğin, mecazi yüreğimizin bizi aldatma yollarından biri dünyevi hayallere dalmamıza yol açmasıdır.
करोड़ों बच्चों को एकदम खराब परिस्थितियों में काम करने के लिए मजबूर किया जाता है।
Milyonlarca çocuk kötü koşullarda çalışmaya zorlanıyor.
क्या ऐसा है कि घमंड उन्हें ऐसी जीवन-शैली बनाए रखने की ज़िद्द करने पर मजबूर करता है जिसमें “खाने और पहिनने” से कहीं ज़्यादा शामिल है, जबकि बाइबल हमें इनसे संतोष करने का आग्रह करती है?
Acaba onları, Mukaddes Kitabın bizi yetinmeye teşvik ettiği ‘yiyecek ve örtünecekten’ daha fazlasını gerektiren bir yaşam tarzına bağlı kalmakta direnmeye iten gurur olabilir mi?
सो उसका इरादा था कि पथभ्रष्ट यहूदियों को मसीहियत त्यागने और यहूदी-धर्म में वापस आने के लिए मजबूर करे और इसके लिए वह हर तरीका इस्तेमाल करने के लिए तैयार था।
Onun niyeti mümkün olan her yolu kullanarak yoldan sapmış Yahudileri inançlarından caymaya ve gelenekçi Yahudiliğe dönmeye zorlamaktı.
क्या यह हमें सोचने पर मजबूर नहीं कर देता?
Bunun üzerinde gerçekten düşünmek gerekir.

Hintçe öğrenelim

Artık मजबूरी'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.