Hintçe içindeki अनुवांशिकता ne anlama geliyor?

Hintçe'deki अनुवांशिकता kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte अनुवांशिकता'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki अनुवांशिकता kelimesi veraset, miras, Kalıtım, devralma, miras alma anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

अनुवांशिकता kelimesinin anlamı

veraset

(heredity)

miras

Kalıtım

devralma

miras alma

Daha fazla örneğe bakın

इसलिए हम लक्षित तरीके से अनुवांशिक उपचार या दवाएं दें सकते हैं अपजनन सम्बन्धी प्रक्रिया को रोकने के लिए, इससे पहले कि यह शुरू होता है।
Bozulma sürecini başlamadan önce durdurmak için hedefe yönelik terapi veya ilaçlar geliştirebiliriz.
आनुवांशिकता
GENETİK
जब कभी हमारी एक कोशिका विभाजित होती है, तो हर क्रोमोसोम के अंतिम सिरे पर रहनेवाला अनुवांशिक पदार्थ, टेलोमेर छोटा होता जाता है।
Kromozomların ucunda bulunan telomer denen genetik materyaller, hücrenin her bölünüşünde kısalır.
आज ऐसे नियम खासकर आनुवांशिक बातों को ध्यान में रखकर बनाए गए हैं।
Bu türdeki çağdaş yasaların büyük çoğunluğu öncelikle genetik faktörleri esas alır.
डोब्ज़ैंस्की (Dobzhansky) ने जंगली जनसंख्याओं की आनुवांशिक विविधता का परीक्षण किया और यह दर्शाया कि, जनसंख्या आनुवांशिकी की धारणाओं के विपरीत, इन जनसंख्याओं में बड़ी मात्रा में आनुवांशिक विविधता थी और साथ ही उप-जनसंख्याओं के बीच भी अंतर देखे जा सकते थे।
Dobzhansky, yabani popülasyonların genetik çeşitliliğini araştırmış ve popülasyon genetikçilerin varsayımlarının aksine, bu popülasyonların, alt popülasyonlar arasındaki belirgin farklılıklarla büyük miktarda genetik çeşitliliğe sahip olduğunu göstermiştir.
लेकिन इन प्रेरित pluripotent स्टेम सेल के बारे में एक और बात वह यह है कि अगर हम कुछ त्वचा कोशिकाओं ले, चलो मान ले, एक आनुवांशिक बीमारी से ग्रसित लोगों से और हम उनके ऊतकों को इंजीनियरिंग करते हैं, हम वास्तव में ऊतक इंजीनियरिंग तकनीक का उपयोग कर सकते हैं प्रयोगशाला में उन बीमारियों के मॉडल उत्पन्न करने में.
Ama bu indüklenmiş pluripotent kök hücreleriyle alakalı diğer bir şey eğer genetik bir hastalığa sahip insanlardan, diyelim ki, bazı deri hücrelerini alırsak, ve bunlardan doku üretirsek, doku üretim tekniklerini, bu hastalık modellerini laboratuvarda üretmek için kullanabiliriz.
हमें सावधान रहना है कि अपनी आनुवांशिक रचना और वंशागत अपरिपूर्णताओं के कारण हम अपने आप को निर्दोष सिद्ध करने की कोशिश ना करें।
Kalıtsal yapımız veya miras aldığımız kusurlardan ötürü kendimizi mazur göstermeye çalışmamaya dikkat etmeliyiz.
जब असिद्धता के साथ सिद्धता का मेल होता है तो अनुवांशिक नियम किस तरह लागू होते हैं?
Kusurluluk ile kusursuzluk bir araya geldiğinde kalıtım kanunları nasıl işler?
आप्रवासन के परिणामस्वरूप भी किसी विशिष्ट प्रजाति या जनसंख्या के स्थापित जीन पूल में नये आनुवांशिक भिन्न-रूप (variants) जुड़ सकते हैं।
Bu göçler, aynı zamanda belli bir tür veya popülasyonun mevcut olan gen havuzuna ek olarak, yeni genetik varyantlar getirebilirler.
इसकी वजह से मरियम के डिंब में जो असिद्धता थी वह सब रद्द हो गयी। नतीजा यह हुआ कि शुरू से ही एक सिद्ध अनुवांशिक प्रतिरूप की उत्पत्ति हुई।
Bu, Meryem’in yumurtasında var olan kusurluluğu iptal etti ve bu sayede en başından itibaren kusursuz olan bir genetik model oluşturdu.
थियोडॉसियस डोब्ज़ैंस्की (Theodosius Dobzhansky), टी. एच. मॉर्गन (T. H. Morgan) की प्रयोगशाला में एक शोध-कर्ता, आनुवांशिक विविधता के क्षेत्र में रूसी आनुवांशिकी विज्ञानियों, जैसे सर्गेई चेत्वेरिकोव (Sergei Chetverikov), द्वारा किये गये कार्यों से प्रभावित रहे थे।
Doktora sonrası T. H. Morgan laboratuvarında bir işgören olan Theodosius Dobzhansky, Sergei Chetverikov gibi Rus genetikçilerin genetik çeşitlilik üzerine yaptıkları çalışmalardan etkilenmiştir.
तो आप सोच सकते हैं -- और इसी पर हम काम कर रहे हैं -- कि इस ज्ञान के ढाँचे में आप तर्कशास्त्र है, कम्प्यूटर प्रोग्रामिंग है, व्याकरण है, आनुवांशिकी है, और सब उसी मूल जड पर आधारित है, अगर आप को ये और ये पता है, तो आप इस अगले पाठ के लिये तैयार हैं।
Düşünün bir -- ve bu bizim üzerinde çalıştığımız şey -- bu bilgi haritasından mantığınız var, bilgisayar programlamanız var, grameriniz var, genetik biliminiz var, hepsi o çekirdekten geliyor, eğer bunu ve şunu bilirseniz, şimdi bir sonraki konsept için hazırsınız demektir.
मूलतः प्राकृतिक चयन की अवधारणा का विकास आनुवांशिकता के एक मान्य सिद्धांत के अभाव में हुआ था; डार्विन के लेखन के समय, आधुनिक आनुवांशिकी विज्ञान के बारे में कोई जानकारी नहीं थी।
Doğal seçilim kavramı, aslında geçerli bir kalıtım teorisinin yokluğunda gelişti, zira Darwin'in yazdığı dönemde, Modern genetik hakkında hiçbir şey bilinmiyordu.
इसके पूर्वजों ने पृथ्वी को ऐसे बदल दिया, जिससे हमारा विकास संभव हुआ, और इसके अनुवांशिक कोड में एक ब्लूप्रिंट छिपा हुआ है जो जीवाश्म ईंधन पर हमारी निर्भरता कम करने को प्रेरित कर सकता है।
Öncelikle ataları Dünya'yı öylesine değiştirdi ki evrim geçirmemizi mümkün kıldı, ayrıca genetik kodunda genetik bir harita gizli; fosil yakıtlarına olan bağlılığımızı azaltma konusunda yollar gösterebilir.
अतः अनुवांशिकता इस रोग का एक कारण हो सकता है।
Böyle bir durum epidemilere sebep olabilir.
प्राकृतिक चयन, जो जीन के विविध रूपों को प्रजनन में उनकी सफलता के आधार पर अधिक आम या कम आम बनाता है, के विपरीत आनुवांशिक झुकाव के कारण होने वाले परिवर्तन वातावरण के या अनुकूलन के दबावों द्वारा संचालित नहीं होते और वे प्रजनन की सफलता के प्रति लाभदायक, तटस्थ या हानिकारक भी हो सकते हैं।
Üreme başarılarına bağlı olarak, gen varyantlarını daha sık veya daha az yaygın hale getiren doğal seçilimin aksine, genetik sürüklenme nedeniyle oluşan değişiklikler, çevresel veya adaptif baskılar tarafından uyarılmazlar ve üreme başarısı için yararlı, nötral veya zararlı olabilirler.
अनुवांशिक रूप से विकसित फसलों के बिना ब्रिटेन भूखा रहेगा |
Britanya genetiği değiştirilmiş ekinler olmazsa aç kalır.
उदाहरण के लिए, यदि कोई जीव अच्छी तरह से जीवित रह सकता है और तेज़ी से प्रजनन कर सकता है, लेकिन उसके वंशज बहुत छोटे और जीवित रहने के लिए कमजोर थे, इस जीव में भविष्य की पीढ़ियों में थोड़ा आनुवांशिक योगदान होगा और इस प्रकार कम फिटनेस होगा।
Örneğin, bir canlı iyi bir şekilde hayatta kalıp sayıca hızlı üreyebildiği halde onun oluşturduğu yavrular hayatta kalabilmek için çok zayıf ve küçük ise, bu durumda bu canlı gelecek nesiller için ancak çok küçük bir değerde genetik katkı yapmış olur ve düşük seçilim değerine sahip olur.
2007 की एक आनुवांशिक जाँच पड़ताल ने ख़ुलासा किया है कि सभी पालतू बिल्लियाँ मध्य-पूर्व इलाक़े (लगभग 8000 ईसा पूर्व) की पाँच मादा अफ़्रीकी जंगली बिल्लियों (Felis silvestris lybica) के वंश में से आईं हैं।
2007'deki genetik bir çalışma, evcil kedilerin milattan önce 8000'de, Orta Doğu'da Afrika yaban kedisi (Felis silvestris lybica) soyundan türediğini ortaya çıkardı.
उनको मदत कर सकते है| उनकी अनुवांशिक क्षमता को चौकस होने के लिए उत्तेजित करे| जब धुम्रपान करने की इच्छा होगी या तनाव के निचे खाने की या अन्य इच्छा होगी
Böylelikle, sigara içme, stresliyken yemek yeme ya da başka bir dürtü oluştuğunda merak ile farkındalık yaşamaları için öz güçlerini kullanmalarını sağlayabiliriz.
चूंकि जनसंख्याओं की नई प्रजातियों के निर्माण के लिये दो छितरी हुई जनसंख्याओं के बीच प्रजनन के प्रति अवरोधों की आवश्यकता होती है, जीन प्रवाह जनसंख्याओं के बीच आनुवांशिक अंतर फैलाकर इस प्रक्रिया को धीमा कर सकता है।
Farklılaşan iki popülasyon arasındaki üreme engellerinin mevcut olması, yeni türlerin oluşması için gerekli olduğundan, gen akışı, popülasyonlar arasındaki genetik farklılıkları yayarak bu süreci yavaşlatabilir.
T 2 प्राकृतिक चयन के कारण होने वाला रूपांतरण है, T 3 एपिजेनेटिक संबंध हैं, जो चयनित फेनोटाइप के आधार पर जेनोटाइप का पूर्वानुमान लगाते हैं और अंततः T 4 मेंडेलीय आनुवांशिकी के नियम हैं।
T2, doğal seçilimden dolayı oluşan dönüşüm, T3, seçilen fenotipler temelinde ortaya çıkacak genotipleri önceden tahmin edebilen epigenetik ilişkiler ve nihayet T4, Mendel genetiği kurallarıdır.
उन पर किए गए अध्ययन के मुताबिक इसकी वजह न सिर्फ यह है कि जुड़वाँ बच्चे एक-जैसे माहौल में पलते हैं और उनकी परवरिश एक-जैसी होती है, बल्कि सबसे खास वजह यह है कि उनकी अनुवांशिक बनावट (जीन्स) एक-जैसी होती है।
Araştırmalara göre, çevre ve yetişme tarzının belli bir etkisi olsa da, anlaşılan en büyük faktörlerden biri tek yumurta ikizlerinin benzer bir genetik yapıya sahip olmasıdır.
ग्रेट ब्रिटेन में ई. बी. फोर्ड. (E.B. Ford), पारिस्थितिक आनुवांशिकी के अगुआ, ने 1930 के दशक और 1940 के दशक में पारिस्थितिक कारकों, जिनमें आनुवांशिक बहुरूपता, जैसे मनुष्य के रक्त प्रकार, के माध्यम से आनुवांशिक विविधता को बनाये रखने की क्षमता भी शामिल है, के कारण चयन की शक्ति को प्रदर्शित करना जारी रखा।
İngiltere'de ekolojik genetik dalının bir öncüsü olan E. B. Ford, insandaki kan grubu gibi genetik polimorfizm aracılığıyla, genetik çeşitliliği korumadaki yetenek de dahil olmak üzere, ekolojik faktörler nedeniyle oluşan seçilimin gücünü göstermek için, 1930 ve 1940'lardaki çalışmalarına devam etti.
ओटोस्पोनजियोसिस/कर्णगहनसम्पुटकाठिन्य की वजह अब भी अज्ञात है, हालाँकि आनुवांशिक तत्व के साथ कुछ सम्बन्ध शायद शामिल हो।
Otosponjiyoz/Otoskleroz’un nedeni kalıtsal etkenlere bağlı olabilirse de henüz bilinmemektedir.

Hintçe öğrenelim

Artık अनुवांशिकता'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.