Fransızca içindeki rapporté ne anlama geliyor?
Fransızca'deki rapporté kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte rapporté'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki rapporté kelimesi getirmek, haber vermek, bildirmek, bildirmek, getirmek, alıp getirmek, ihbar etmek, ödemek, getirmek, iade etmek, getirmek, kazanç getirmek, kar getirmek, getirmek, iade etmek, aktarmak, geri vermek, iade etmek, halka/umuma ilan etmek, duyurmak, bildirmek, kazanmak, getirmek, getir, anlatmak, ile ilgili olmak, ile alâkalı olmak, -e ilişkin olmak, dair olmak, karlı iş, ile ilgisi olmak, ile ilgili olmak, kroniğini çıkarmak, iade etmek, kazanmak, kâr etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
rapporté kelimesinin anlamı
getirmekverbe transitif (chien) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tim a appris au chien à rapporter la balle. |
haber vermek, bildirmek(journalisme) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le journaliste a rapporté chaque nouveau développement au cours des discussions. Bu işi herkese anlatmadan önce bana haber verseniz iyi olur. |
bildirmekverbe transitif (communiquer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Elle lui rapporta (or: exposa) tout que qui avait été décidé pour qu'il soit au courant. |
getirmek, alıp getirmekverbe transitif (bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tu veux que je te rapporte quelques snacks du magasin ? |
ihbar etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ödemekverbe transitif (para) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cette machine à sous va te rapporter une fortune si tu touches le jackpot. Mon fonds de pension va me rapporter assez pour que j'en vive. |
getirmekverbe transitif (de l'argent) (kazanç, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
iade etmek(Commerce : un achat, en magasin) (ürün) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) En fin de compte, je n'aime pas ces bottes. Je vais les rapporter (or: renvoyer). |
getirmekverbe transitif (Finance) (faiz, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) C'est un investissement qui rapportera au moins 7 %. |
kazanç getirmek, kar getirmekverbe transitif (Finance) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cet investissement rapporta un gros profit. |
getirmekverbe transitif (Finance) (kar, kazanç, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'action a rapporté six pour cent l'année dernière. |
iade etmekverbe transitif (un article acheté) (satın alınan malı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
aktarmak(kayıt) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'entreprise a enregistré un profit. |
geri vermek, iade etmek(un objet) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Pourrais-tu me rendre ce DVD que je t'ai prêté ? Sana ödünç verdiğim DVD'yi iade eder misin? |
halka/umuma ilan etmek, duyurmak, bildirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Elle a insisté sur le fait qu'elle ne voulait pas parler de ses engagements caritatifs. |
kazanmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La compagnie a réalisé (or: fait) un profit le trimestre dernier. |
getirmekverbe transitif (profit) (faiz, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les actions génèrent (or: rapportent) de hauts dividendes. |
getir(à un chien) (komut) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Laura lança une balle et cria : « Va chercher ! » |
anlatmak(raconter) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il rapporta (or: relata) qu'il avait vu l'homme le plus grand frapper l'autre en premier. |
ile ilgili olmak, ile alâkalı olmak, -e ilişkin olmak, dair olmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Limitez votre discussion aux faits qui concernent l'affaire. |
karlı iş(gelir getiren şey) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je monte un site pour vendre mes photos ; ça devrait bien me rapporter. Fotoğraflarımı satmak için bir web sitesi kuruyorum; karlı bir iş olacak. |
ile ilgisi olmak, ile ilgili olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kroniğini çıkarmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les explorateurs de la région ont fait la chronique de leurs découvertes. |
iade etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Veuillez vous assurer de rendre (or: rapporter) vos livres à la bibliothèque à temps. |
kazanmak, kâr etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'entreprise de Ben avait rapporté environ vingt mille dollars net à la fin de la première année. |
Fransızca öğrenelim
Artık rapporté'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
rapporté ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.