Endonezya içindeki gerobak ne anlama geliyor?
Endonezya'deki gerobak kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte gerobak'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki gerobak kelimesi Kağnı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
gerobak kelimesinin anlamı
Kağnı
Seorang perintis membacakan ayat kepada seorang pengendara gerobak sapi di antara barisan pohon baobab di Morondava, Madagaskar Bir öncü Baobab Ağacı Yolunda kağnı süren bir adama Kutsal Kitaptan bir kısım okuyor (Morondava, Madagaskar) |
Daha fazla örneğe bakın
Hey Floyd, Anda punya yang senapan di gerobak, bukan? Floyd, arabada tüfek var, degil mi? |
Dan seharusnya ia jatuh kesana dengan gerobak itu. Demek araba ile birlikte uçurumdan düşmesi gerekiyordu. |
Keluarkan gerobak dari truk! El arabasını kamyondan çıkarın. |
Anda berjanji kita gerobak emas. Bize araba yükü ile altın söz verdin. |
Jadi Anda tidak perlu menjelaskan kepadanya cara Anda headin'keluar dari sini untuk mencari gerobak sehingga Anda bisa kembali dan menjemputnya? Araba bulmak için nasıl gittiğini ona açıklamak zorunda kalmazsın ve dönüp parsayı toplarsın? |
Firasatku emas itu ada dalam gerobak, sedang menuju pos militer di Vera Cruz. Altın muhtemelen öbür arabadaydı. Şu anda da Vera Cruz garnizonuna varmıştır bile. |
Chen Lee memasukkan muatan gerobak untuk marshal. Chen Lee bir ordu marşalın besleneceğini sanmış olmalı. |
Mereka pakai gerobak untuk memindahkan korban luka dan pasokan. Atlı arabalarla, yaralıları ve malzemeleri taşıyorlar. |
Meskipun, aku cukup mahir memasang sepatu kuda dan memperbaiki gerobak. " " Buna karşın, nalbantlıkta ve at arabası tamirinde ustalaştım. " |
Dan tetaplah... atau aku akan mengunci kamu di belakang gerobak dengan mereka bertiga. Sakın kaçmaya kalkma yoksa seni de bu üçünün yanına kilitlerim. |
Dari sanalah gerobaknya datang! Yaban mersini vagonu burada devreye giriyor! |
Gerobak ini tertimpa sesuatu, coba lihat rodanya Belki düştüğü zaman bu çamaşır arabası burada duruyordu |
Kita harus membawa gerobak terakhir ke Blackwater Rush sebelum malam tiba. Gece çökmeden kalan arabaları da Karasu Nehri'nden geçirmemiz gerekiyor. |
Saya kehilangan beberapa pria yang baik dan sebuah gerobak yang baik. İyi adamlarımı ve iyi bir vagonu kaybetmiştim. |
Oke Anda berpikir Morty Byers mendapatkan dipanggang di yang Morelli gerobak dorong, karena dia tersinggung Allah? Pekâlâ, yani Morty Beyers Tanrıyı kızdırdığı için mi Morelli'nin arabasının içinde kızardı? |
Tinggalkan gerobak itu dan pergilah. Arabaları bırakıp gidin. |
Banyak di antara anak-anak tanpa masa kanak-kanak ini bekerja membanting tulang di pertambangan, menarik gerobak-gerobak berisi batu bara; berkubang lumpur untuk menuai; atau terbungkuk-bungkuk di depan alat tenun untuk membuat permadani. Çocukluklarını yaşayamayan bu çocukların çoğu, madenlerde kömür vagonları çekiyor; çamurla boğuşarak ekin topluyor; ya da kilim yapmak için dokuma tezgâhlarında iki büklüm oluyorlar. |
dan itulah apa yang kamu lewatkan di Glee. yang belum pernah melakukan Perjalanan dengan gerobak. Daha önce hiç yük arabasıyla yolculuk yapmamış olan Lanford Hastings tarafından bu kısa yola yönlendirildiler. |
Kau hanya mendorongku kembali ke gerobak sapi ini. Tüm yaptığın beni bu büyükbaş hayvan bölümüne ittirdiğin. |
Turun dari gerobak dan bertukar salam dengan abangnya dan Katavasov, Levin bertanya tentang istrinya. Arabadan inerek ağabeyiyle ve Katavasov’la selamlaştıktan sonra karısını sordu |
Gerobak hadiah ulang tahun akan dikirim kemari. Dük'ün konağına hediye yüklü bir araba gidecek. |
Ternak, gerobak. Çiftlik hayvanları, arabaları. |
Dalam posisi itu, di bagian kanan pedati, sang sais dapat mempertahankan jarak aman dengan gerobak lain yang melintas, dengan berkendara di sisi kiri jalan. Arabanın sağındaki sürücü yolun solundan giderek yanından geçen araçla arasında uygun bir mesafe bırakabilirdi. |
Gerobak besar tak diizinkan di dalam kota sebelum jam ke-9 namun jalanan tetap saja padat. Büyük yük arabalarının dokuzuncu saate kadar şehre girmesi yasak, ama yine de sokaklar çok kalabalık. |
Dan kemudian ada petugas gerobak yang membawa aku pergi. Bide el arabası yıkamamı bekleyen bir ustam vardı. |
Endonezya öğrenelim
Artık gerobak'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.